İstiklal Marşının Kabulü

0

Bayraklar ve milli marşlar devletlerin bağımsızlığının sembolü olarak kabul edilir. Bu bakımdan geçmişten günümüze bütün devletlerin bayrakları bulunmakla birlikte son yüz yılda her egemen devlet için çeşitli marşlar bestelenmiştir. Bu marşlar devletlerin egemenliğini simgeleyen unsurların başında gelir. Bu bakımdan milliyetçilik akımının etkisiyle ortaya çıkan marşlar milletin duygularına tercüman olması sebebiyle de önem taşır.

Bu çerçevede Osmanlı Devleti zamanında ilk defa Sultan II. Mahmut döneminde milli marş bestelenmesi gündeme gelmiştir. Kaldırılan mehteran takımı yerine kurulan mızıka-ı hümayun vasıtasıyla bestelenen “Ordunun Duası” anlamına gelen marş bütün ordu birliklerinde okunmaya başlanmıştır.

İstiklal Marşının Yazılması

Millî Mücadelenin devam ettiği süre içerisinde Millet Meclisi tarafından halka ve orduya manevi destek sağlayacak bir marşın bestelenmesi için yarışma açılır. O dönem yayınlanan Hakimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanan bildiride Türk milletinin girişmiş olduğu bu mücadelede onun duygularını ve hissiyatını en iyi şekilde ifade edecek şekilde bir İstiklal Marşı yazılması için yarışma açıldığı ve eserin hem bestesi hem de güftesi için beş yüzer lira ödeme yapılacağı duyurulmuştur.

Bu bağlamda başlayan başvurular yine mecliste oluşturulan bir heyet tarafından incelenmeye alınıp değerlendirilmeye başlanmıştır. Yarışmanın açıldığı zamanlarda Mehmet Akif Ersoy Burdur milletvekili olarak mecliste idi. Ancak o sıralar Kastamonu’da bulunuyordu. Gazeteden yarışmanın açıldığını öğrenmiş ancak ödüllü bir yarışma olduğu için katılmak istememiştir. Bunun yanında yine heyete gönderilen şiirlerin hiçbiri istenen etkiyi ortaya koyamadığından kabul görmemiştir.

İstiklal Marşı

Bunun üzerine Maarif vekili Hamdullah Suphi Bey Mehmet Akif’e yarışmaya katılması için ricacı olduğu bir mektup göndermiştir. Ayrıca Hasan Basri Bey de Akif’in yarılmaya katılması için ısrarcı olur ve onu ikna eder. Ancak Mehmet Akif’in tek şartı vardır. Yarışma sonunda şiiri seçilirse ikramiyenin farklı şekilde değerlendirilmesidir. İstekleri kabul edilen Mehmet Akif marşı yazmayı kabul eder.

Mehmet Akif’in her zaman şiirlerini yazdığı, tefekküre daldığı ve ziyaretçiler için de son derece kültür ve edebiyat dolu bir mekân olan Tacettin Dergâhı marşın yazılmasına ev sahipliği yapmıştır. Dergâha kapanan Akif on günlük süre içerisinde şiiri tamamlayarak Millet Meclisine teslim etmiştir. Duyguları ve içeriğiyle tam anlamıyla bir milletin milli marşı olma özelliğini taşıyan marş mecliste müzakere edilmeye başlanmıştır.

Tartışmalar esnasında Hamdullah Suphi Bey marşı meclis kürsüsünden birkaç kez okumuştur. Diğer taraftan yarışma neticesinde uygun görülen altı adet şiir de İstiklal Marşı ile birlikte değerlendirmeye alınmıştır. Birçok milletvekili son derece coşkulu bir şekilde Mehmet Akif Ersoy’un asıl ismi “Kahraman Ordumuza” olan bu şiirin milli marş seçilmesi için meclise teklif vermiştir. Sonuç olarak verilen teklifler 21 Mart 1921’de kabul edilerek yasalaşmış ve İstiklal Marşı milli marş olarak kabul edilmiştir. Yarışma için koyulan ödül ise kadın ve çocukları meslek edindirmeye çalışan Darülmesai’ye bağışlanmıştır.

İstiklal Marşı

Bir önceki yazımız olan Dört Halife Dönemi başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir