Tarih Ve Siyaset

0

Siyaset devlet yönetme sanatıdır. Hiç şüphesiz toplumsal kurumlar içersinde devlet en gelişmiş ve en önemli olanıdır. Bu bağlamda siyasetin bir diğer tanımı ise şöyledir: Devlet adamlarının devlet yönetmede izledikleri yola siyaset denilmektedir. Siyaset doğası gereği hemen hemen tüm sosyal meselelerle ilişkili bir alandır. Bu niteliği siyaset bilimini, sosyal bilimlerin temel referansı yapmaktadır.


Tarih ile siyaset aralarında genetik bağ olan ikizlere benzetilebilir. Nihayetinde geçmişi konu alan tarihi olayların ekseriyeti siyasi ilişkiler üzerine kurulmuştur. Devletler arasında yapılan savaşlar ve antlaşmalar; devrimler, ayaklanmalar ve diğer birçok tarihi olay esas itibarıyla siyasi niteliğe sahiptir. Daha da önemlisi tarihin sunduğu en önemli veri devletlerin kuruluş, gelişme ve yıkılışlarına ilişkindir. Bu olgu siyaset ve tarih ilişkisini idraklerimize açıkça sunmaktadır. 


Çağdaş devletlerde demokratik, yani toplumun tüm kesimlerinin siyasete özgürce katılma imkânı bulduğu rejimler tercih edilmektedir. Demokrasinin ise vazgeçilmez unsuru siyasi partilerdir. Siyasi partiler tarihsel arka planı olan kısacası değer ve ilkeler nazarında geleneklere sahip olan örgütlerdir. Bir başka deyişle her siyasi parti belirli bir görüşün savunuculuğunu yapmaktadır. Bu görüşlerin her birinin tarihle sımsıkı bağları olduğu söylenebilir. Nitekim bu görüşler tarih süreci içersinde doğmuş ve zamanla olgunlaşarak zemin bulmuştur.  


Siyasette bugünü anlamak demek geçmişle olan bağların kurulabilmesine bağlıdır. Nitekim devletlerin büyük çoğunluğu özellikle uluslararası ilişkilerde tarihte yaşananları referans almaktadırlar. Örneğin; Birinci Dünya Savaşı’nda (1914-1918) Almanya ve Osmanlı Devleti aynı safta savaşmışlardır. Tarihsel bir rastlantı dahi olsa bu beraberlik Alman milleti ile Türk milleti arasında tarihsel bir dostluğun kurulmasına yol açmıştır. Sonuç olarak günümüzde Almanya ile Türkiye arasında yapılan siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliği antlaşmalarının hemen hemen hepsine bu tarihsel bağlar sirayet etmiştir denilebilir.


Tarih biliminden elde edilen bulgular insanlığa her şeyden önce şunları hatırlatmaktadır: Tarihte kurulmuş büyük ve kudretli devletlerin ortak özelliği hoşgörü ve adalet anlayışına bağlı kalmalarıdır. 600 yüz yıl üç kıtaya hükmetmiş ve Türk tarihinin en görkemli devleti olan Osmanlı Devleti bunun en canlı örneğidir.


Sonuç olarak tarih bilimin bulgularından ve vicdani kanaatten yola çıkarak şunları söyleyebiliriz;  siyasette yani devlet yönetiminde hoşgörü ve adalet, bireyler arası ilişkilerde ise sevgi tohumlarının ekilmesi insanlığın huzura ermesine vesile olacak en geçerli unsurlardır.

Bir önceki yazımız olan Sömürgecilik Tarihi başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir