Sultan Hamid’in Vefatı

0

Yakın tarihimizin en önemli simalarından olan Abdülhamit Han bununla birlikte en çok tartışılan ve yerine göre eleştirilen bir şahsiyet olmuştur. Devleti yönettiği tarihler olan 1876 ve 1909 yılları arasında kimileri için bir siyasi deha kimileri için de Kızıl Sultan olarak anılmıştır. Bu bakımdan tarihimizin en çok tartışılan simasının nasıl vefat ettiğini ele almak istiyoruz.

Tahttan indirildikten sonra hızlı bir şekilde Selanik’te bulunan Alatini köşküne gönderilen Sultan Hamit burada üç sene boyunca sıkıntılı günler geçirmiştir. Balkan Harbinin patlak vermesi ve Selanik’in elden çıkma tehlikesi baş gösterdiğinde trenle Beylerbeyi sarayına nakledilmiş ve burada vefat edene kadar ömrünün beş senesini geçirmiştir. Sıkı tedbirler altında hayatına devam eden Sultan Hamid bir taraftan ömrünü tamamlarken diğer taraftan da otuz üç sene boyunca ayakta tutmaya çalıştığı devletin ittihatçılar elinde nasıl eridiğini görüyor ve oldukça üzülüyordu.

Sultan Abdulhamid Cenaze Merasimi

Beylerbeyi Saray’ında Geçen Beş Yıl

Balkan Savaşları patlak verince hızlı bir şekilde İstanbul’a nakledilen Sultan Beylerbeyi sarayına yerleştirilmiş ve burada sıkı tedbirler altında yaşamına devam etmiştir. Kimi zaman bir gazete bile okumasına müsaade edilmeyen Sultan Hamid buna rağmen devlet için elinden geleni yapmış ve bir yerde İstanbul’un elde kalmasını sağlamıştır.

Balkan Savaşları sırasında Bulgar ordusunun Çatalca’ya kadar ilerlemesi sebebiyle İstanbul’un boşaltılması gündeme gelmiştir. Devrin hükümeti tarafından Sultan Hamid’e bu durum arz edilince buna karşı çıkmış ve “Atam Fatih İstanbul’u kuşattığında İmparator Konstantin şehirden kaçmamış ve ölene kadar şehrini savunmuştur. Bizler Bizans imparatoru kadar vatanımızı sevmiyor muyuz ki onu boşaltmayı düşünüyoruz. Siz istediğiniz yere gidebilirsiniz. Ben İstanbul’dan bir adım bile atmam.” diyerek dirayetini göstermiş ve başkentin Anadolu’ya taşınmasına mâni olmuştur.

Bunlarla birlikte onu tahttan indiren İttihatçı liderler Enver ve Talat Paşalar zaman zaman birçok meselede onun fikrini sormuşlar ve siyasi zekasından faydalanmak istemişlerdir. Buna en güzel örnek 1. Dünya Savaşına girildiğinde Sultan Hamid’in fikri sorulmuş ancak o iş işten geçtikten sonra fikrinin bir kıymeti kalmadığını söyleyerek devletin artık beklenen akıbete yaklaştığını ifade etmiştir.

Sultan Hamid

Vefatı

Sultan Hamit Beylerbeyi sarayındaki ıstıraplı ömrünü neredeyse devletin ömrüyle birlikte tamamlamıştır. Üzerinde titrediği devlet 1. Dünya Savaşından yenik çıkıp dağılırken o da 10 Şubat 1918 günü fani aleme gözlerini kapamıştır. Hastalığının şiddetlenmesi ve bazı alışkanlıklarını terk etmemesi sebebiyle vefat eden Sultan Hamid Sultan Reşad’ın iradesi ile Sultan Mahmut türbesine devlet töreniyle defnedilmiştir.

Cenazesinde mahşeri bir kalabalık toplanmış, İstanbul halkı Sabık sultanı göz yaşları içerisinde uğurlarken hayatında ona karşı cephe alanlar ve sonradan haklılığını acı bir şekilde tecrübe edenler de tabutunun önünde el pençe divan durmuşlardır. Bu bakımdan kıymeti ölümünden sonra anlaşılan tarihimizdeki ender şahsiyetlerden biri olmuştur.

Bir önceki yazımız olan Padişahlıkta Yönetim Nasıldı? başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir