Cumhuriyetten Önce Ülkemiz Nasıl Yönetiliyordu?

0

Gerek ortaöğretim öğrencileri ve gerekse genel kültürünü geliştirmek isteyen birçok kişinin cevap aradığı cumhuriyetten önce ülkemiz nasıl yönetiliyordu? Sorusuna tüm detaylarıyla cevap verdik. Osmanlı Devleti’nin yönetim şekli bilindik olsa da yönetime dair detayları yazımızın devamında bulabilirsiniz.

Cumhuriyetten Önce Ülkemiz Nasıl Yönetiliyordu?

Ülkemizin vermiş olduğu amansız bir Kurtuluş Savaşı sonrası, Osmanlı İmparatorluğu günümüzdeki sınırlarına çekilmiş ve 1923 tarihinde ülkenin yönetim şekli cumhuriyet olarak ilan edilmişti. Cumhuriyetten önce ise herkes tarafından anlaşılır bir tabir kullanılacak olursa, Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce yönetim babadan oğula geçen padişahlık sistemi ile yönetilmiştir.

Osmanlı Padişahlarının neredeyse tamamı her alanda kendini geliştirmiş, devlet ve milletini düşünen, bunun mücadelesini veren kimseler olarak biliniyorlar. Ancak yönetimde doğrudan bir aksaklık olmasa da 600 yıl boyunca tüm dünyaya nam salan Osmanlı’da, seçme ve seçilme hakkı gibi durumlar yoktu. Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonraki süreçte seçme-seçilme hakkı verilirken, özelliklere kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi gibi gelişmeler birçok Avrupa devletinden daha önce yaşanmıştır.

Dolayısıyla sadece seçme-seçilme hakkı değil, cumhuriyet ile birlikte farklı birçok kazanımda ülke yönetimine dahil edilmiştir. Geçmiş yönetim şekli için saltanat gibi ifadeleri de tarih kitaplarında sıklıkla görürüz. Ancak Osmanlı Devleti’nin idarecilerinde doğrudan bir keyfi saltanattan olduğunu bahsetmek, tam tamına 600 yıl boyunca üç kıtaya ve siyasi olarak da tüm dünyaya hükmetmiş geçmişimize saygısızlık olacaktır.

İki Anlayış Birbirine Zıttır

Padişahlık sisteminde ülkenin başındaki ismin mutlaka padişahın soyundan gelmesi aranan temel şartlardan biriydi. Dolayısıyla aile içerisinde herhangi bir seçim yapılması da söz konusu değildi. Padişahlık yönetimi ile cumhuriyet dönemini ele aldığımızda, iki rejimin birbirine zıt anlayışlar olduğu nettir. Ancak olumlu ve olumsuz yönlerinden de bahsedilmesi mümkündür.

Padişahlık sisteminde ülkenin başındaki isim son sözü söyler ve bu fiile dökülürdü. Fakat Osmanlı Devleti’nin bu rejime göre en önemli yanı veya şansı da diyebiliriz, ülkenin başına geçen kişilerin yaşı kaç olursa olsun aklıselim insanlar olmalarıydı. Diğer yandan Osmanlı padişahları devlet ve millet düşüncesiyle hareket etmişler, dünyaya hükmetmeyi başarmışlardır.

Cumhuriyet rejimini padişahlık sistemi ile kıyasladığımızda pek çok avantajından bahsedebiliriz. Ülke yönetiminin günümüzdeki gibi gelişmiş olmasa da seçimler sonucunda belirlenmesi, Cumhuriyet demokrasisinin Türkiye’ye kattığı en büyük değer olmasıdır. Gelişen süreçte kadınlara seçme seçilme haklarının verilmesi de ayrı bir kazanımdır.

Gelişen dünyaya uygun kurumların açılması ve ülkenin dış dünyaya farklı alanlarda açılması, cumhuriyet döneminden sonra daha hızlanmış oldu. Kanun yapma yetkisi cumhuriyet rejiminde halk tarafından seçilen milletvekillerinin çoğunluğu sağlamasına bağlıdır. Padişahlık sisteminde ise padişah gerek gördüğü durumlarda vezirleri ve diğer yöneticilerinin fikrini alır ve son kararı verirdi. Fetihlerden ülkenin genel işleyişine göre her alanda benzer politikalarda asıl ve son yetki padişahtaydı.

Cumhuriyette Güçler Ayrılığı Öne Çıkıyor

Cumhuriyet rejiminde padişah yani tek adam olgusu yıkılmış ve güçler ayrılığı öne çıkmıştır. Bu konu biraz daha tartışılabilir gelişmişlikte olsa da güçler ayrılığının genel manada esas alındığını da rahatlıkla söyleyebiliriz.  Bazı istisnai ve istenmeyen durumlar hariç Cumhuriyet rejiminde yargı, yürütme ve yasama gibi demokratik rejimlerin vazgeçilmezi kurumlar güçler ayrılığı ile birbirinden ayrılmıştır. Bu sayede devletin tüm işleyişi daha sağlıklı temeller üzerine inşa edilmiş, istenmeyen durumlar minimuma indirilmiştir. Üstelik tüm bu organlarda görev alan kimselerin kendi içerinde yapılan seçimlerle göreve gelmiş olmaları, güçler ayrılığını daha güçlü hale getirmiştir.

Cumhuriyet Kurulmadan Önce Ülkemizi Kimler Yönetirdi?

Cumhuriyetten önce ülke yönetiminin başında yukarıda da yazıldığı gibi padişah bulunurdu. Padişah nihai sözü söylemede yetkili tek merci olsa da, bir kararın İslam dinine uygun olup olmadığı için kesin fetvalar alır ve kararını verirdi. Fetva makamının sözü padişah için ciddi manada bağlayıcı olurken, mahkemelerde bulunan kadı kararları da önemliydi. Günümüzde hakim veya yargıç olarak bilinen kadı kararları, devlet yönetimi için de bağlayıcıydı. Padişahın etrafında kendi alanında uzmanlaşmış vezirler ve paşalar, padişahın aldığı kararlarda etkili olabilirlerdi. Ancak vezir ve diğer yönetim unsurlarının sözlerinden ziyade padişahın son kararı verecek tek merci olduğunu unutmamak gerekiyor.

Kısacası cumhuriyetten önce ülkemiz nasıl yönetiliyordu, kim yönetiyordu? Gibi sorulara verilebilecek cevaplar genel hatları ile böyledir.

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyüyüp Gelişmesinin Nedenleri

Bir önceki yazımız olan Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyüyüp Gelişmesinin Nedenleri başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir