Beylerbeyi Sarayı

0

İstanbul’un en güzel noktalarından birinde yer alan Beyler beyi Sarayı Anadolu yakasının tek sarayı olarak bilinir. Sultan Abdülaziz zamanında yaptırılan saray Osmanlı padişahları tarafından daha çok yazlık saray olarak kullanılmıştır. Bununla birlikte Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamit yabancı devlet adamlarını kabullerini burada gerçekleştirmişlerdir. Bununla birlikte konukevi olarak da kullanılan saray Osmanlı Devleti’nin son döneminde birçok yabancı konuğu ağırlamıştır.

Mimari yapısı, bulunduğu konumu ve tarihteki önemiyle İstanbul’un en güzel saraylarından biri olan Beylerbeyi Sarayı bu noktada yıl boyu yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çeker. Osmanlı mimarisinin daha çok batı tarzı barok ve rokoko üsluplarının kullanılmaya başlandığı bir dönemde inşa edilen sarayın mimarı Ermeni Sarkis Balyan’dır. 1861-1864 yılları arasında yapılan saray o andan itibaren İstanbul boğazının en görkemli yapılarından biri olarak öne çıkar.

Beyler Beyi Sarayı Dış Görsel

Yapılışı

Beylerbeyi semti eski zamanlardan itibaren Rumeli Beylerbeyliği yapan paşaların ikamet noktası olmuştur. Bu bakımdan burada yaşayan paşalara nazarla bölgeye Beylerbeyi denmiştir. Bununla birlikte Sultan III. Mustafa zamanında burada bulunan bütün yapılar yıkılmış ve halka satılmıştır. Sultan II. Mahmut döneminde ise bugünkü sarayın bulunduğu noktaya boğazın tam kenarına bir saray yaptırılmıştır. Mabeyn, harem, hamam ve mutfaklardan müteşekkil olan bu saray ahşap olduğu için 1851 yılında çıkan büyük bir yangında önemli bir bölümü yok olmuştur.

Bunun üzerine Sultan Abdülaziz yangından geriye kalan diğer kısımları da yıktırarak Mimar Sarkis Balyan’a bugünkü haliyle Beylerbeyi sarayını yaptırmıştır. Mimari özellikler bakımından dışarıdan ilk bakıldığında batı mimarisinin ağır bastığı bir yapı görünümünde olan saray aslında doğu ve batıyı harmanlayan bir üslupla yapılmıştır. Sarayın harem ve mabeyn bölümleri bir Türk evi özelliği taşırken dış mimarisi batıdan esintiler sunar. Bu çerçevede saray her iki kültürün sentezlendiği bir yapı olarak ortaya çıkmıştır.

Beyler Beyi Sarayı İç Görsel

Sarayın Önemli Misafirleri

Beylerbeyi sarayı yapıldıktan sonra birçok misafir ağırlamıştır. Bu noktada sarayın ilk misafiri Fransa İmparatoriçesi Eugenie’dir. İstanbul ziyareti sırasında sarayda ikamet eden imparatoriçe boğaz manzarasına hayranlığını dile getirmiştir. Daha sonraları ise Karadağ Kralı Nikola, İran Şahı Nasırüddin de burada konaklayan devlet adamları arasındadır. 1878’de Ayastafanos anlaşmasının imzalanmasından sonra İstanbul’a gelen Avusturya Macaristan imparatoru Franz Joseph de Beylerbeyi Sarayı’nda kalmıştır.

Tahttan indirildikten sonra bir süre Selanik’te Alatini köşkünde ikamete zorlanan Sultan II. Abdülhamit Balkan Savaşları patlak verince oradan alınarak Beylerbeyi sarayına nakledilmiş ve altı yıl boyunca burada ikamet etmiştir. 1918 yılında yine burada vefat etmiştir. Yine cumhuriyet döneminde de önemli konuklar ağırlayan saray da Atatürk’ün daveti üzerine gelen İran Şahı Pehlevi de konaklamıştır. Beylerbeyi sarayı günümüzde müze olarak yerli ve yabancı turistler tarafından kolaylıkla gezip görülebiliyor.

Bir önceki yazımız olan Harf Devrimi başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir